Köyümüz Hakkında
AKKÖY
Söke-Didim karayolu üzerinde ve Didim’e 17 kilometre uzaklıktaki Akköy; önceleri Söke İlçesi’ne bağlı bir Nahiye (Bucak) merkeziydi. Akköy bucağının bir köyü olan Yoran-Yenihisar köyünün, önce Yenihisar sonra Didim adıyla İlçe olmasından sonra Didim’e bağlanmıştır. Bucakların kaldırılmasından sonra Didim’in bir köyü, Büyükşehir Belediyelerinin kurulmasından sonra da Didim İlçesi’nin bir mahallesi haline gelmiştir.
Akköy ismi Türkçe bir sözcüktür. Köydeki evlerin duvarları Kutsal Yol üzerinde bulunan Yeşilkavak mevkiindeki taş ocağından işlenip at arabalarıyla getirilen beyaz taşlardan yapıldığı için Akköy adı verilmiştir.
1922 yılından önce bu köyde dört bin kadar Rum yaşıyormuş. Bunlar, 1770 yılında 26. Padişah III. Mustafa ve Sadrazam Ivazzade Halil Paşa veya Sadrazam Silahtar Mehmet Paşa zamanında; bu bölgede, deprem, sıtma, kolera gibi doğal afetler sonucu gitgide azalan bölge nüfusunu arttırmak ve bölge topraklarını işlenir hale getirmek için Yunanistan’ın Peloponisu ve Girit yörelerinden getirilmişlerdir.
Bu insanlar geldikleri Akköy’de çiftçilik ve bilhassa tütün işleriyle uğraşmışlardır. Geldiklerinden elli altmış yıl sonra 1821’de Yunanistan’ın egemenliğine kavuşması ile bu insanların birçoğu tekrar Yunanistan’a geri dönmüşlerdir.
Akköy’den ayrılmayanlar ise 150 yıl bu köyde yaşayıp çoğalmışlar, 1870 yılında Milet’te kazı çalışmaları yapmak üzere gelen Alman kazı heyetinin yardımlarıyla bir ilkokul ve Ayiyos Georgiya adını verdikleri bir kilise yapmışlardır.
Akköy’de yaşayan Rum nüfusun tamamı 5 Eylül 1922 günü gün batımına doğru bir kısmı Didim denizinde bekleyen Yunan gemileri ile bir kısmı da Samsun Dağları yollarında Sisam ve diğer yakın Yunan adalarına kaçmak suretiyle Türkiye’yi terk etmişlerdir.
Cumhuriyetimizin kurulmasından sonra Yunanistan ile yapılan mübadele anlaşması kapsamında 1924 yılında Yunanistan’dan gelen mübadil Türklerden tütün tarımıyla geçinenlerin yerleştirildiği Akköy’e 1926 da 10-15 pomak aile, 1927 yılında da Bosna göçmenleri gelip yerleşmişlerdir. Bosna göçmenlerinden pek çoğu iklime uyum sağlayamamış ve hastalık nedeniyle ölünce geri kalanları Akköy’den ayrılıp başka yerlere gitmişlerdir. 1936 yılında Bulgaristan’dan gelen kalabalık göçmen aileler, kendilerine Devlet tarafından yapılan göçmen evlerine yerleştirilince Akköy’ün nüfusu iki katına çıkmıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren, Yoran (Şimdiki Didim), Balat, Batı (Batmaz) , Akyeniköy, Sarıkemer ve Serçin köylerinin de bağlı olduğu Nahiye (Bucak) Müdürlüğü merkezi olan Akköy; İlkokul, Nahiye Müdürlüğü, Jandarma Karakolu, Tarım Kredi Kooperatifi, PTT Şubesi, önceleri sağlık memuru ve ebe daha sonra Sağlık Ocağı (Şimdiki Aile Hekimliği) , 1969 yılından itibaren (Didim ilçesi öğrencileri de dahil ) çevre köyleri öğrencilerinin eğitim gördüğü Ortaokulu ve bu kurumlarda çalışan görevlileri itibariyle günümüzde de önemli bir konuma sahip bulunmaktadır.
Eğitim gören gençlerin görev ve iş nedeniyle köyden ayrılmaları ve ayrıca doğum oranının çok düşük olması nedenleriyle, Akköy’ün nüfusu azalma eğilimine girmiştir. Halen 400 haneye kayıtlı 1100 civarında insan sürekli olarak oturmaktadır. Akköy’den iş nedeniyle ayrılmış olanların köyle ilişkileri tamamen kesilmemiş olup, pek çoğu evini ve arazisini kullanmaya devam etmektedir.
İdari yönden Akköy’e bağlı olan Onur Kent, Eserkent, Başaran, Milettur ve Bozdoğan Madran Siteleri’nde oturan vatandaşlarla birlikte Akköy sınırları içinde yaşayan nüfus sayısı 2000 i geçmektedir.
İlk başlarda asıl geçim kaynağı olan tütün tarımı günümüzde tamamen bırakılmış olup, Tarım reformu kapsamında köylüye verilen arazilerin zeytinlik haline dönüştürülmesiyle ana geçim kaynağı zeytin yetiştiriciliğine dönüşmüştür. Buğday ve tahılın yanı sıra sebze ve meyve üretiminin de ağırlık kazandığı Akköy’de incir ve çilek üretimi özel bir yer tutmaya başlamıştır. 1973 yılında kurulan Akköy Su Ürünleri Kooperatifinin çalıştırdığı dalyanda ve ayrıca dalyan dışında balıkçılar tarafından sürdürülen balıkçılık faaliyeti Akköy’ün ana geçim kaynaklarından biri olmaya devam etmektedir.
Akköy’de üretilen sebze, meyve, zeytin, zeytin yağı ve sabun ürünlerinin yanı sıra ev yapımı salça, turşu, tarhana, vb. ürünler Didim, Mavişehir semt pazarları, Akköy Kocabahçe Üretici Pazarı ve ayrıca yol boyu ve köy içindeki çok sayıdaki kapı önü satış tezgahlarında satışa sunulmaktadır. Zeytin üretiminin bir bölümü üretici çiftçiler tarafından zeytinyağı, sofralık zeytin ve zeytin sabunu olarak işlenip kendi satış tezgahlarında tüketiciye sunulurken, zeytin ürününün çok büyük bölümü hasat esnasında tane zeytin olarak diğer işletmeci firmalara satılmak suretiyle değerlendirilmektedir.
Söke yönünden gelişte köy girişinde yer alan 2 adet restaurant –cafe ile Didim tarafından gelişte köy girişi öncesi yer alan Restaurant ve düğün salonu kendilerine özgü bol çeşit ve lezzetlerle müşterilerine köy kahvaltısı ve yeme-içme hizmeti vermektedir. Ayrıca Kocabahçe Üretici Pazarı yanındaki alanda Didim Belediyesi tarafından yapılması planlanan Yöresel Yemekler İşletmesi ile bu hizmetlere çok özel bir katılım sağlanacaktır.
Akköy başlangıcından itibaren kültürel açıdan farklı bir yapıya sahip olmuş ve muhtelif zamanlarda yöreye de yayılmış kültürel etkinliklerde bulunmuştur. Merhum Muhtar Adnan Zafer Barlak döneminde, O günün Köy İhtiyar Kurulu Üyelerinin (Azaların) kabulü ve köyümüz halkından çok kişinin desteklemesi sayesinde ve özellikle Sayın Güven Pamukçu’nun önerisi, girişimleri ve çabaları ile Akköy’ün cadde ve sokaklarına, tanınmış şair, yazar, ressam ve tiyatro sanatçılarının adı verilmiş, 9 bölümden oluşan tarihi bir yapı restore ettirilerek Türkiye’nin en büyük köy kütüphanesi kurulmuştur. Sayın Güven Pamuçu’nun yönetiminde oluşturulan Dernek eliyle yayınlanan ‘’Akköy’’ isimli edebiyat –sanat dergisi 16 yıl boyunca 87 sayı olarak yayınlanmıştır. Resim ve diğer sanatsal sergilerin açıldığı, Türkiye Edebiyatçılar Derneği ve diğer kültür ve sanat insanlarının katılımları ile çok sayıda edebiyat günleri ve söyleşilerinin gerçekleştirildiği, film gösterimlerinin yapıldığı, Ülkemizin çok değerli kültür ve sanat insanlarının ziyaret ve toplantılarına ev sahipliği yapan Kütüphane, günümüzde Didim Belediyesi tarafından devir alınmış olup çok kısa süre sonra yeniden hizmete girecektir.
Kültürel bakımdan farklı bir yapıya sahip olan Akköy, Osmanlı ve Rumlardan kalan tarihi taş evleri, Yol boyunca uzanan binalarının ismine uygun biçimde beyaz boya ve badana ile bembeyaz görünümü, gelişen teknolojinin nimetlerini kullanmasına rağmen bozulmamış sosyal ilişkileri ile geleneksel köy yaşamını eski kurallarına göre sürdürmekte olan bir yerleşim birimidir. Didim’e gidiş ve dönüş seyahatlerinizde içinden gelip geçerken Akköy’ü bu özellikleriyle değerlendirmeniz ve geçtiğiniz uzun caddeye adını verdiğimiz Ülkemizin en önemli mizah yazarlarından olan Merhum MUZAFFER İZGÜ hocamızın:
dileğine uyarak gelişte Akköy Kütüphanesini ziyaret edip, dönüşte de tatilde okuduğunuz kitap ve dergilerden Akköy kütüphanesine bağışta bulunmanızı diliyor ve bekliyoruz.